Komili Hakiki Lezzet Atölyesi

Eyüp Kemal Sevinç'in Koşuyolunda yeni açtığı EKS Mutfak Akademisinde Komili zeytinyağları ile nefis lezzetler yapmak için buluştuk.

Komili'nin zeytinyağları'nın bir çoğunu sanırım hepimiz biliyoruz.Çok az duyulmuş belkide çok az bilinen zeytinyağı çeşitleri ile yemekler pişirdik.

Hollandaise Sosu Komili 0,3 ile hazırlanan Komili çekirdeksiz Sıkma ile Confi edilmiş "Somon Bonfile" çok leziz oldu.





Komili Taş Baskı ile hazırladığımız "Armutlu ve Cevizli Bebek Ispanak Salatası"



Komili Erken Hasat ile pişirdiğimiz "Kırmızı Biberli Gambas" eşliğinde Komili Organik ile pişirdiğimiz "Maydanozlu Risotto" nefis oldu.



Komili’den yepyeni bir lezzet: Çekirdeksiz Sıkma
Türkiye’nin 133 yıllık markası Komili’nin uzmanlığıyla yepyeni bir zeytinyağı doğdu. Özenle seçilen zeytinlerin çekirdekleri çıkarılarak sıkılmasıyla elde edilen ‘Çekirdeksiz Sıkma’ ile Komili, tüketicilerine lezzetli bir seçenek daha sundu.
Erken Hasat, Taş Baskı, Cold Pressed, 0,3 ve Organik Sızma ürünlerinden oluşan Özel Ürünler Serisi ile sofraları lezzetlendiren Komili, ‘Çekirdeksiz Sıkma’ ile damak zevkine özen gösterenlere farklı bir seçenek daha sunuyor.
Türkiye’de zeytinyağı kültürü oluşmasına büyük katkılar sağlayan Komili’nin güvencesiyle üretilen ‘Çekirdeksiz Sıkma’, özenle seçilen Ayvalık zeytinlerinden, sıkma işleminden önce çekirdeği çıkarılarak elde ediliyor ve yörenin kendine has nefis kokulu zeytinlerinin mükemmel lezzetini içinde barındırıyor.
Duyusal özellikleri üstün Komili Çekirdeksiz Sıkma Zeytinyağı; zeytinin en iyisini, en doğalını ve en lezzetlisini Ayvalık’tan toplayan ve 1878’den beri sofralara sunan Komili’nin uzmanlığının izlerini taşıyor. ‘Çekirdeksiz Sıkma’, yüksek oranda meyvemsi tadıyla özel salata ve yemeklerinize değer katmak için sofralardaki yerini alıyor.
Her damak zevkine hitap eden lezzetler…
Sofraları şölene, yemekleri ziyafete dönüştüren Komili; Sızma, Ege Sızması ve Riviera Zeytinyağı’nın yanı sıra Özel Ürünler Serisi ile farklı tatlarda sızma zeytinyağını tüketicisinin beğenisine sunuyor.

Türkiye’de ilk defa Komili Özel Ürünler Serisi’nde kullanılan “ince uçlu kolay kapak”, özel tasarımı sayesinde zeytinyağının kalitesini daha uzun süre korurken ölçüyü ayarlayabilme özelliğiyle hayatı kolaylaştırıyor.

- Komili Taş Baskı; Zeytinlerin taş baskı yöntemi kullanılarak ezilmesiyle elde edilen yumuşak ve buruk lezzetiyle zeytinyağı meraklılarının tercih ettiği, Natürel Sızma Zeytinyağı
- Komili Organik Sızma; Tamamen organik tarım yöntemleriyle yetiştirilmiş zeytinlerden üretilen Organik Natürel Sızma Zeytinyağı
- Komili Cold Pressed; Bekletilmeden aynı gün içerisinde ezilerek hamur haline getirilen zeytin tanelerinden, 27 °C’nin altında soğuk su kullanılarak elde edilen eşsiz tat ve kokusuyla Natürel Sızma Zeytinyağı
- Komili Erken Hasat; Ayvalık yöresi zeytin ağaçlarından olgunlaşmadan toplanan ve bekletilmeden sıkılan zeytinlerden elde edilen, hafif yakarlığı olan meyvemsi Natürel Sızma Zeytinyağı
- Komili 0,3; Komili için özel olarak toplanan 0,3 asitli Ayvalık zeytinlerinden elde edilen, sınırlı üretimiyle, Natürel Sızma Zeytinyağı
- Komili Çekirdeksiz Sıkma; Ayvalık bölgesinden toplanan zeytinlerin, çekirdekleri çıkartıldıktan sonra sıkılmasıyla elde edilen duyusal özellikleri üstün Natürel Sızma Zeytinyağı.

"Çekirdeksiz Sıkma" nın Farkı Nedir?
Zeytin, çekirdeğiyle beraber yağa işlendiğinde, çekirdekte bulunan enzim oksidasyona neden olur. Çekirdeksiz üretilen zeytinyağının, kalp damar hastalıkları ve kansere karşı koruyucu etkisi bilinen fenolik bileşik miktarı ve antioksidan etkisi daha yüksektir.

Duyusal özellikleri daha üstün olan bu natürel sızma zeytinyağının tat ve kokusu diğer zeytinyağlarından farklıdır.
Son yıllarda geliştirilen ve Türkiye’de ilk defa Komili tarafından kullanılan çekirdeği çıkartılmış zeytinlerden zeytinyağı elde etme tekniği, natürel zeytinyağının kalitesinin artmasını sağlıyor.





Bizi çok güzel ağırladıkları için Komili ailesine,EKS Mutfak Akademisine ve Şefimiz Eyüp Kemal Sevinç'e çok teşekkür ederim.

Kıbrıs Tatilimiz & Dipkarpaz ve Lapta

Tatilin 3. günü sabah erkenden kalkıp ilk önce Lapta bölgesinde ki Açık Hava Araç Müzesi'ne gittik.Karaoğlanoğlu Şehitliği'ni gezdik.Öyle etkileyici bir yer ki gezerken duygulanmamak mümkün değil.


Şehitlik, 1974 Kıbrıs Barış harekatında Şehit düşen Subay, Astsubay, Erbaş ve Erlerin anısına inşa edilmiştir.
Adını 1974 Barış harekatında Şehit düşen Alay Komutanı Albay İbrahim Karaoğlanoğlu’ndan almıştır.
Şehitliğin Projesini Profesör Muammer Onat çizmiştir.
Şehitlikte 8 Subay, 5 Astsubay, 58 Erbaş ve Er bulunmaktadır.

Şehitlik girişinde bulanan iki adet Sütun, Anavatan’a açılan kapıyı,.
Sağ taraftaki heykel grubu Türkiye Cumhuriyetini,
Sol taraftaki heykel grubu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini,.
İki Heykel arasındaki boşluk Anavatana açılan pencereyi,
Heykelin dört ayak üzerinde durması, Barış harekatının dört gün sürdüğünü,
Heykel üzerindeki Kartal, Gemi burnu ve Personel figürleri, Harekatın Kara, Deniz ve Hava kuvvetlerince müşterek olarak yapıldığını,
Heykel üzerindeki diğer değişik motifler ise Türk askerlerinin harekat anındaki duygusallığını, Yardımseverliğini, Azmini ve Kahramanlığını ifade etmektedir.

Kaynak:burada




Araç Müzesi sabah 9.00 gibi açılıyor,bizde erkenden her yeri detaylı gezip ondan sonra Dipkarpaza doğru yola çıktık.Yol uzun olduğu için yanımıza bolca atıştıracak bir şeyler,soğuk içeceklerle güle oynaya yola devam ettik.
Dipkarpaz yolu beni her seferinde çok yorsada plajın güzelliği sakinliği ve ıssızlığı beni her daim kendine çekiyor.O kadar yol gidilir mi demeyin yinede gidip görün derim.







Dipkarpaz'a uğradıktan sonra Apostolos Andreas Manastırına gittik. Daha önce turla gittiğimizde çok daha fazla kalabalık vardı.Bu sefer oldukça sessiz ve bakımsız geldi gözüme.



Karpaz Yarımadasının Apostolos Andreas ya da Zafer Burnu olarak bilinen en doğu ucunda yer alan bu manastır hem Rumlar hem de Türkler tarafından kutsal bir yer olarak oldukça değer görmektedir. Mucizeler Yaratıcısı, Rüzgarların Hakimi ve Yolcuların Koruyucusu vasıflarını taşıyan Apostolos Andreas’a (St. Andrew) adanmış olan manastırda yer alan kilise, görkemli mimarisinin yanı sıra göz alıcı avizeleri ve ikonları ile mekanın mistisizmini arttırmaktadır. Manastırın ziyaretçileri için burada gerçekleştirilen ayinler dışında bir diğer önemli imkan ise adakta bulunabilmeleridir. Sadece ortodoks ziyaretçiler değil Apostolos Andreas’ın gücüne inanan hemen hemen herkes giriş kapısının yanında bulunan adak yerine birer mum dikerek dilekte bulunur. St. Andrew'in, Hz. İsa tartafından papazlığa çağrılan ilk kişi olmasından dolayı dini ünvanı "ilk çağrılan" anlamında "O Protoklitos" olmuştur. Hristiyan inanışına göre St. Andrew bir gözü kör bir kaptanın kullanmakta olduğu bir tekne ile bir ziyaret dönüşünde burada kıyıya çıkmış, kayaya vurarak şifalı bir suyun kaynak bulmasını sağlamış ve kaptanın görmeyen bir gözünü iyileştirmiştir. Şu anda modern kilisenin altında içme suyu bulunan kuyuların bulunduğu küçük odanın 15. yüzyıldan kalma bir şapel olduğu düşünülmektedir.

Kıbrıs - Apostolos Andreas Manastırı from pelin süme sak on Vimeo.

Manastırı gezdikten sonra daha önce benim hiç gitmediğim Zafer Burnu'na gittik.Yol biraz bozuk ama adanın en ucunu görmek bizde takıntı olduğu için Zafer Burnu'nu da gördüm en sonunda :)Kıbrıs gezisinden bir çok fotoğrafla döndüm şimdilik bir kaçını ekleyebiliyorum.Hızlıca geçiyorum çünkü bu hızla devam edersem diğer gezi notlarını yazamayacağım :)

Halley Bisküvili Pasta

En kolay pastalardan biri ,evde çok az malzeme ile yapılacak çocukların bayılarak yediği nefis bir pasta oldu.

İçerisine arzu ettiğiniz herhangi bir meyve ile tatlandırabilirsiniz.Bu saatte hazırlarsanız akşam iftara tatlınız hazır sayılır :)



Malzemeler
- 1 paket krem şanti ( 1 bardak soğuk süt)
- 10 adet halley bisküvisi
- Muz
- 1 paket çikolata sos
- 2,5 su bardağı süt

Üzerine:
- File fıstık

Hazırlanışı:
1- Öncelikle halley bisküvilerini küçük küçük doğrayın.
2- Krem şantiyi bir bardak sütle birlikte karıştırma kabına alıp çok katı kıvama gelmeyecek şekilde çırpın.
3- Yarım muzu incecik doğrayın.Krem şantini karışımına muzu ve halley bisküvi parçalarını ekleyin.
4- Karışımı yavaşça karıştırın.Daha sonra minik bir borcama halleyli pastayı dökün.Üzerini kaşıkla hafifçe düzeltin.
5- Derin dondurucuda yaklaşık 1 saat bekletin.Bu arada çikolata sosunu paketteki tarife göre hazırlayın.
6- Çikolata sosu iyice ılındıktan sonra pastanın üzerine dökün.(Çikolata sosu fazla geleceği için paketin yarısınıda kullanabilirsiniz.)
7- Daha sonra üzerine file fıstık vb. yemişlerle süsleyip buzdolabına kaldırın.Soğuk olarak ikram edin.

Afiyet Olsun.

Milföy Çanağında Mantarlı Tavuk Sote

Ramazan ayı yine çoşkusu ve lezzetli yemekleri ile bloglarımızı şenlendirmeye başladı sanırım.16 saatten fazla aç kalındığını düşünürsek oruç tutmak daha önceki yıllara nazaran biraz daha zorlayıcı oluyor.Benim gibi evde oturanlar için sorun yok ama dışarıda çalışanlar ve oradan oraya koşturanlar için her şey daha zor elbette.Allah bu sıcak havada güneşin altında niyet edenlere yardım etsin inşallah.

Benimde büyük oğlum bu sene yarım günde olsa oruç tutmaya çalışıyor,onun heyecanı bizede yansıdı.. Her gece şölen haline dönüşmeye başladı :)) Elimizde kamera ve fotoğraf makinesi bu anı ölümsüzleştirmekle çalışıyoruz.

Herkese Hayırlı Ramazanlar Diliyorum....


Malzemeler
- Yarım kilo kuşbaşı tavuk eti (göğüs veya kalça)
- Kültür Mantarı ( 300 gr.)
- 3 adet orta boy domates
- 1 adet orta boy kuru soğan
- 1/2 çay bardağı sıvı yağ
- 4 adet milföy hamuru
- Tuz
- Karabiber
- Kekik
- Kırmızı pul biber


Hazırlanışı:

1- Tencereye sıvıyağı ekleyin.Soğanları yemeklik doğrayıp kavurun.
2- Kuşbaşı doğranmış tavuk etlerini soğanların üzerine ilave edip tavukların rengi dönene kadar pişirin.
3- Mantarların üzerini silip limonlu suda bekletin.Kuşbaşı şeklinde doğrayıp kenara alın.
4- Soğanların üzerine kabukları soyulmuş ve küp küp doğranmış domatesleri ilave edin.Domateslerin üzerine mantarları ekleyin.
5- Baharatlarıda ilave edip kısık ateşte yaklaşık 20 dakika pişirin.(su eklemeyin,domatesin suyu kafi gelecektir.)
6- Fırına dayanıklı kapların etrafını hafifçe yağlayın.İçine mantar soteyi koyun.(mümkün oldukça yemeğin suyunu koymayın)
7- Fırın kaplarının üzerini yumuşamış milföy hamurunu elinizle genişleterek kapların ağız kısmını kapatın.
8- Önceden ısıtılmış 200 derecelik fırında milföy hamurları pembeleşene kadar pişirin.
9- Milföy çanaklarını kırmadan kaplardan ayırın ve içini mantarlı tavuk sote ile servisini yapın.

Afiyet Olsun.