22 Şubat 2008 Cuma

Ağva


Bu sayfaya yazdıklarım yeni gidip gezdiğim yerler değiller ama ,gidilecek kadar güzeller...O yüzden paylaşmak istedim..
Gezdiğim ,gezmek istediğim yerleri buraya yazmak bana'da hatırlatma olucak........

Biz soğuk bir havada gittik en son,balık yedik gezdik ve döndük....
Ağva gerçekten hem karadan hem denizden çok güzel gözüküyor...2 tura katıldık ve çok zevk alarak döndük eve....Çok resim var aslında ama,hep kendimizi çekmişiz:))



Ağva, yemyeşil doğası, iki yanında akan Göksu ve Yeşilçay nehirleri, cephesinde Karadeniz'in masmavi suları, birbirinden lezzetli balıkları ile İstanbul'un kuzeydoğusunda yer alan bir doğa harikası...


İstanbul'a sadece 97 km uzaklıktaki Ağva, Şile ilçesine bağlı bakir kalmış yerden biri. Eskiden çoğunlukla bahar ve yaz aylarında İstanbullular içi sayfiye yeri sayılan ama artık kışın da şehrin gürültüsünden kaçmak ve huzur içinde bir tatil geçirmek isteyenlerin bir numaralı tercihi olan yemyeşil bir rüya Ağva...
İzmit'in Çal Tepesi'nden doğup gelen Göksu ve Yeşilçay derelerinin Karadeniz'e döküldüğü yerde, zamanla oluşan delta üzerine kurulan bu şirin beldenin belki de en çekici yanı bu derelerin yemyeşil kıyıları. Oteller ve restoranlar buralara kurulmuş, yörenin tüm aktiviteleri bu kıyılarda gerçekleştiriliyor.


Medeniyetlerin uğrak yeri
Ağva, Hititler, Frigler, Romalılar ve Osmanlılar gibi bir çok uygarlığın geçiş yeri olmuş bir belde. M.Ö. 7.yy. uzanan tarihin kalıntılarına Ağva' ya bağlı civar köylerde rastlamak mümkün. Kalemköy' de Romalılara ait kilise kalıntıları ve mezar taşları, Hacıllı köyünde, 3.yy. sonu - 4.yy. başlarında bulunan Gürlek Mağarası, Hisar Tepe' de bulunan kale kalıntısı, Sungurlu mahallesindeki dağ değirmeni önemli buluntulardır. Ağva'ya 14. yüzyılın ikinci yarısında Konya, Karaman ve Balıkesir'den gelen Türkmen boylarını yerleştiği söylenmektedir. Bugünkü Ağvalılar da aynı Türkmen boylarının çocukları olarak biliniyor.


Kusursuz bir çevre
Ağva, Karadeniz kıyısında 3 km. uzunluğunda kumsala sahip. Yerleşim yerleri çoğunlukla hayli içeride ve çamlıkların arkasında yer aldığı için burada deniz kirliliği yaşanmıyor. Kumsal her zaman tertemiz sizleri bekliyor.
Doğal plajı ve doğa harikası yeşili, etrafında yer alan bakir koylar, adacıklar, ormanlarla doğallığın iç içe ve oksijen oranının çok yüksek olduğu bir bölge. Kilim Koyu, Gelin Kayası, Saklı Göl mutlaka keşfedilmesi gereken yerler. Gelin Kayası denmesinin sebebi, beyaz olması ve duvaklı bir geline benzemesi. Gelin Kayasının bu adı almasının sebebine gelince, beyaz olması ve duvaklı bir geline benzemesi.





Yerinde duramayanlar için de ideal

Balık avlamaya meraklıysanız Ağva kıyıları sizin için biçilmiş kaftan. Burada balığa doyacaksınız. Karadeniz'e kıyısı olması nedeniyle ve iki nehir arasında kurulması sebebiyle burada her tür balık bulunuyor. Ağva'nın merkezindeki gözünüze çarpacak en önemli şeyler balıkçı tekneleri olacaktır. Balıkçılarla sohbet edebilir, çay içebilir hatta birlikte balığa bile çıkabilirsiniz. Yöredeki tesislerde her zaman mevsimin taze balıklarını bulabilirsiniz.
Eşsiz tabitatıyla keşfedilmeye hazır Ağva'da, yaz kış su sporları (dere kıyısında kano, deniz bisikleti) kış aylarında fitness, doğası itibariyle trekking ve avcılık yapabilirsiniz. Ormanda yürüyüş, koşu, bisiklet, kamping gibi aktiviteler için son derece uygun olan Ağva, yazın Karadeniz'in hırçın sularında serinlemek isteyenler için de ideal. Kaplumbağa, ceylan, kurt, çakal, yaban domuzu, tilki, birçok kuş türü barındıran Ağva avlanmaya da çok uygun. Temiz havayı buram buram solumak, romatizmal hastalıklara iyi geldiği söylenen şifalı kumsalında yürümek, dere kıyısındaki restoranlarda lezzetli balıkları tatmak da Ağva'nın keyfine varırken ihmal etmemeniz gerekenler.
Ağva'da pazar cuma günleri kuruluyor. Bu pazarda yöre insanının kendilerinin yetiştirdikleri ürünlerini bulabilirsiniz. Hem bu ürünler doğal, hormonsuz ve sağlıklı. Ayrıca çarşı içinde yer alan 70 yıllık fırından alacağınız ekmekin ünü Ağva'nın sınırlarını bile aşmış durumda. Burada yiyeceğini ekmekin tadına başka hiçbir yerde varamayabilirsiniz.
Ağva'ya gelirken yanınıza fotoğraf makinenizi almazsanız, yemyeşil doğayı, ağaçlar arasından Karadeniz'e dökülen nehirleri gördüğünüzde pişman olabilirsiniz.

Eğer özel aracınız varsa aşağıda sizlere önerebileceğimiz birkaç güzergahı bulabilirsiniz:


• 1.Güzergah

Ümraniye-Şile yolunu takip edin. Şile'den sonra, Ağva'ya giden sahil yolunu kullanarak, Kabakoz, İmrenli, Akçakese ve Kurfallı güzergahını izleyin. Toplam bir buçuk saatte Ağva'ya ulaşabilirsiniz.


• 2.Güzergah

Ümraniye-Şile yolunu takip edin. Şile'ye gelmeden önce Pot Deresini geçtikten hemen sonra sağa dönen yola sapın. Ovacık, İmrendere güzergahını takip ederek, Teke güzergahını izleyebilirsiniz.


• 3.Güzergah

Ümraniye-Şile yolunu takip edin, Şile'den sonra, Ağva'ya giden dağ yolunu kullanarak, Teke güzergahını izleyebilirsiniz.
Aslında her gidişinizde farklı bir güzergahı izleyebilir ve Şile-Ağva arası görebileceğiniz farklı güzelliklerin tadına varabilirsiniz.


Kaynak:Ağva rehberi



Pelin'ce: Hafta sonu balık keyfi yapmak ve dinlenmek için ideal bir yer.Yaz ayları çok kalabalık oluyor bunu da dikkate alın.
İyi eğlenceler


21 Şubat 2008 Perşembe

Kunta Kinte

Bu kek için fazla söze gerek yok,çoğu kişi biliyor ve yapıyor......Bunun sosu yumurtasız ,üzerine çiğ yumurta sosu dökülmesinden hoşlanmayanlar için!!!!!!!!!!

Malzemeler:

- 125 g margarin
- 1 su bardağı toz şeker
- 1/2 su bardağı süt
- 1 su bardağı un
- 2 yumurta
- 3 yemek kaşığı kakao
- 1 paket vanilya
- 1 paket kabartma tozu

Yapılışı:
Margarin,şeker,kakao ve sütü bir kaba alıp 1 dakika kaynatın.Ocaktan alıp soğutun.1 çay bardağını ayırın.Kalan sıvı karışıma sırasıyla yumurta sarıları,vanilya,un ve kabartma tozunu ilave edip çırpın.Yumurta aklarını ayrı bir yerde kar haline getirip hamura tahta kaşık ile yedirin.18x30 cm ölçülerindeki bir kaba yayın.150 derecelik bir fırında 25-30 dakika pişirin.Fırından çıkartıp 10 dakika bekletin ve üzerine ayırdığınız kakaolu karışımı dökün.


Afiyet olsun.....


20 Şubat 2008 Çarşamba

Tiramisu


Bu lezzete kimse hayır diyemez,inanın bu tarif çok lezzetli oluyor.İlk deneyenler bayıldı,eşim ve oğlum tabii:)

Bu tarif kaçmaz !!!!!!!!!!!!!

Malzemeler:
4 kişilik

- 1 su bardağı (225g) labne peyniri
- 1/4 su bardağı (25g) pudra şekeri
- 2/3 su bardağı (150ml) soğutulmuş şekerli hazır kahve
- 1+1/4 su bardağı (300g) krema
- 3 yemek kaşığı (45ml) kahve likörü (onun yerine hazır kahve kullandım)
- 115g kedidili bisküvileri
- 50g sade çikolata (üzerine süslemek için)
- üzerine serpmek için kakao

Yapılışı:

* Derince bir kabı hafifçe yağlayıp içine streçle kaplayın.(ben baton kek kalıbımı kullandım)Büyük bir kasede labne peynirini ve pudra şekerini 1 dakika süreyle çırpın.2 yemek kaşığı soğutulmuş kahveyi de ekleyip hepsini iyice karıştırın.

* Kremayı iyice çırpın.1 yemek kaşığı kahve likörü(ben şekerli kahveden kullandım) de dökerek çırpmaya devam edin ve yumuşamasını sağlayın.Sonra bu karışımı peynirli karışıma karıştırıp bekletin.Karışımın yarısını kalıbın içine döküp,üzerini düz hale getirin.

* Kalan kahveyi ve likörü(likör kullanmadım),çok derin olmayan bir tabağa enine dizdiğiniz kedidilini ıstatmak için kullanın.Her kedidilini kahveli karışıma batırıp,tabağa dizin.Boşluk olmaması için,büsküvileri kenarları yarım olarak yerleştirin.Üzerine peynirli karışımı ince bir tabaka halinde sürün.

* Kalan peynirli karışımı kedidillerinin üzerine yayıp üzerini düzleştirin.

* Kalan bisküvileri de kahveye batırıp,en üste dizin ve kalan kahveli likörlü karşımın üzerinden akıtın.Üzerini streçle kapatıp,4 saat kadar dolapta soğumaya bırakın.Soğuyunca,kalıbı ters çevirip tiramisunun üzerini rende çikolata ve kakaoyla süsleyin.Dilimleyerek servis yapın.
Tarif:Martha Day

Afiyet olsun.


Kakaolu Kurabiye


Eşim hastalandı,evdeydi 2 gün boyunca evde boylu boyunca uzandı durdu:)Pelin su getir,pelin patates haşladın mı??? pelin çorba olsa ne güzel olur diyerek geçirdi bu hastalık zamanı'nı.
Ben'de mutfakta bolca vakit geçirdim elbette,eşim pek nadir hastalanır ama oldudamı tam olur:)) Bir naz,bir poz,bir acındırma sormayın gitsin.Ama bu arada eşim çocuklara bakmanın ne kadar zor bir iş olduğunu bir kez daha anladı !!!!!!!!
Bende kurabiye,poğaça,kek vs.. yaptım....
İşte karşınızda kurabiyem......

Malzemeler:

- 250gr. becel klasik
- 1 su bardağı buğday nişastası
- 1 su bardağı pudra şekeri
- 1 yumurta
- 1 paket kabartma tozu
- 1 paket vanilya
- 2 yemek kaşığı dolusu kakao
- 1 çay kaşığı tarçın
- 2,5-3 su bardağı un

Yapılışı:
Margarin,nişasta,pudraşekeri,yumurta,kabartma tozu,vanilya,kakao ve tarçını karıştıralım.İçine azar azar unu ekleyin.Ele yapışmayan bir kıvam elde edene kadar unu yoğuralım.Daha sonra yarım saat buzdolabında dinledirin.
Dinlenmiş hamuru çok ince olmayacak şekilde açın ve istediğiniz şekilde kalıplarla şekillendirin.Yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizin.Önceden ısıtılmış 175 derecelik fırında 15 dakika pişirin.
Kurabiyeler iyice soğuduktan sonra servis tabağına alın.

Afiyet olsun.